şükriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şükriye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Aralık 2013 Çarşamba

hu hu komşu komşular ,orda mısınız !

uzunca bir süre oldu.hatta aylar...aylar öncesi..değil mi siz de farkettiniz !

hadi benden ses seda yok,kendi bloguma bile ancak vakit ayırıyorum da Umay da ortalarda yok !

blog sayfası o eski canlılığını yitirdi mi sanki ne ,yoksa benim psikolojim oluşan gelişmeleri görmek için kör ve sağır mı kaldı ?

hoş aslında dilsiz de kaldı,değil mi !

neyse ben merak ettim bu Umay nerelerde?
hadi yazı anladık,deniz kum güneş tatil derken uzak kalıyorsunuz da,kıştayız kışta !

Umay'ı merak ettim,belki görür falan,bir cevap yetiştirir de,

bu sayfanın müdavimleri vardı, ONLAR NERDE :(

yazamasam bile okumaya geliyordum,ondan sordum :(

şu an bir çocuk gibi dudaklarım mahzun bir şekilde üzüldü .

ANLADINIZ SİZ ;)

10 Eylül 2013 Salı

Sevgili olunmak nasıl bir şey ?

Merhaba kızlar,
Bende bir acayiplik var.Modum değişti sanki.Kendimi tanıyamıyorum.
Ayağım da bir süreden beri alçıda olunca,mecburi istirahat etmek durumda kalınca olanlara nasıl tepki vereceğimi şaşırdım.
Bundan bir saat öncesine dayanıyor,bir ilişkimi yine sonlandırır-gibi-oldum.Gibi oldum bakın,bitti de değil.
benim doğru düzgün bir ilişkim olmayacak mı ?Söyleyin kızlar bir sevgili ilişkisi nasıl oluyor !
Ya karşıma bana uygun biri çıkmıyor.tanıdıkça çok ayrı olduğumuzu düşünüyorum.ya başka bir anlamda beraber olmak isteniyor,karakterim,kalbim,huyum,sevdiklerim sevmediklerim onları ilgilendirmiyor,ya kimisi varolan çevremdeki saygınlık için kendine yakıştırdığı için !
Çok mu yakın,çok mu konuşkan,çok mu saf oluyorum diyorum.bu kez kabuk örüyorum.
-senin gibi birinin hayatında biri olmadığına inanmıyorum,diyrolar
çıldırıyorum.
elmanın çöpü armudun sapı çok inceliyorsun diyorlar.Yok ya !İnan onu da yapmıyorum!
-çok mesafeli çok soğuk duruyorum herhalde diyorum.
-evet beğenildiğini anlayınca öküzleşiyorsun ,diyorlar.
öküzleşmek şöyle ,olduğunun dışına çıkmak,fazla kendini beğenmişlik gibi yani.
Bu son ilişkimde arkadaşla önceden beri tanışıyoruz.Ama benim ona karşı önyargılarım var.DI.daha tam geçti mi bilmiyorum.
Ne kaybederim ki diye verdim.Ama buzdolabı gibi konuştum.ama o ! Durumu benim düşündüğümden çok daha farklı bir şekilde ortaya koyunca beni tanımayı çok istediğini,niyetini açıkca dile getirince tamam dedim.
Arkadaş turizmci.Çalışma şartları elbet biizmkine benzemiyor.Tabi şu yaşadığımız koşullarda her birimiz farklı çalışıyoruz değil mi sonuçta.Mesela ben ayağım rahatsız olmasa bugünlerde ben de koşturup duracaktım.Onun aramaması,ilgisiz olması,mesajlara verdiği yanıt,şu bu bana batmayacaktı.Gece hadi böyleydi.gündüze döndü arkadaş vardiyada.Yok,o zaman hiç konuşamaz olduk.Dün hiç konuşmadık.ondan önceki gün de sadece toplasan 10 dakika konuştuk.Mesajlarda tık yok.Tanımak için hiç bir çaba sezmedim.diğer taraftan yaşantısını,ailesini anlattı.
ayağımın böyle olduğunu biliyor da.bilse ne çare .Belki de gerçekten zamanı yok.Ama böyle olursa nasıl tanıyacağız ki birbirimizi!
şimdi ben evde oturmaya böyle boş boş,alışık değilim ya ,onun da iş şartları böyle,konuşamıyoruz arayamıyoruz ya hani diyorum kendi kendime "ACABA BEN TRİP Mİ YAPIYORUM"
uzak mesafe ilişkileri işte...Aslında yakını da gördük o da bir başkaydı.En azından bu arkadaşım daha sosyal ,konuşmayı seviyor,uyumlu da,çalışıyor da,turzmi seviyır,severek yapıyor ,kendiyle barışık biri.
ne dedim biliyor musunuz:
bu şekilde ne ben seni gerçek halinle ne de sen beni tanıyorsun.En iyisi kasımda yüzyüze görüşelim dedim.İhza etmeye çalıştı.Ben bu istekte kararlı olunca "peki o zaman kasımda sen buraya gelince yüzyüze görüşürüz " dedi.
ah böyle deyince de sular duruluyor tabi !
Anlayacağın ilişkimizi kasıma kadar ditfirize koyduk.
Herkesin ilişkisi mi böyle ,yoksa benimki mi bri başka !

Biraz kendimle bu konuda hesaplaşmak istediğim için,doğrusunu eğrisini düşünmek için yazdım.Bir de 5 ay süren bir ilişkiden başka uzun bir ilişkim olmadı.Yaniondan başka kısa kısa...söylediğim nedenlerden dolayı bitirdim hep. Yoksa ben uzun süreli ilişki insanı değil miyim !bir ilişkiyi sürdüremiyorum ya!

Esasında çevremdeki 29 yaşına geldin hadi evlenmen lazım demelerine pek takılmıyorum.Yaş için değil ama güzel huzurlu aynı dilden konuşabildiğimiz,ce desem ne iyeceğimi bilecek ,kaşımı gözümü bilecek,ortak şeylerden zevk alabileceğimiz ,olmasa bile benim ona uyduracağıum,onun bana uyduracağı ,uyumlu bir birliktelik istiyorum ben de.Evlilik için ben de kendimi hazır hissettiğim söylenemez.Ama o kişiyi bulduğumda,o da öyle düşündüğünde benim gibi neden olmasın .

aman neyse işte,
bir içimi dökeyim dedim.İsteyen yazsın bana.Olur mu ?

Sevgiyle kalın...

 

26 Haziran 2013 Çarşamba

16 Mart 2013 Cumartesi

Ben yalnız mıyım?

Çok garip vallahi...hem de ne garip...Aklımdan şüphe ediyorum ben şimdi.Hatta zaman zaman ediyorum böyle.Acaba ben mi bunuyorum yoksa facebook kendi kendine yalnız olduğumu anladı da ,baktım kendim bulacağım yok,bana birilerini bulmaya çalışıyor el altından.

Uzun zamandan bu yana pek yazamadım ya ben şimdi bu bloga.hoş bugünlerde kendi blogumuma bile doğru düzgün yazamıyorum ya.Bununla bir sessizliğimi bozayım dedim yavaş yavaş.Bir de,acayyyip derecede merak ettim.Acaba başka arkadaşların da başına geliyor mu,ben tek miyim,sorun ben de mi,yoksa facebook bir işler mi karıştırıyor anlamadım.

Bir süre önce şu an ismini hatırlayamadığım bir arkadaşım benim arkadaşlık isteğimi kabul etmiş.Çok gariptir ismini hatırlayamadığım bu arkadaşa ben arkadaşlık isteği göndermişim meğer.Mişim diyorum çünkü ben arkadaşı tanımıyorum.Acaba uzun süre önce tanıştık mı,nerde tanıştık diye soru sordum durdum kendime.Baktım başa çıkılacak gibi değil,artık hayırsız ,vefasız,bunak şu bu diye diye kendime hakaret ederken bir gün cesaretle sazımı ele aldım.sordum arkadaşa.Bu arada arkadaş her ne hikmetse,erkek bir arkadaş.Genç bir arkadaş.Ama ben çocuğu zerre kadar tanımıyorum arkadaş!Mesaj attım.Çocuk ,'sizden geldi arkadaşlık teklifi ,demesin bana! İyi de ben tanımıyorum ki seni.Soru sordum filan.Şurda bulundunuz mu,nerde oturuyorsun filan fişman.yok ortak nokta da yok ,allah allah !

Şimdi yine buna benzer bir durum.Hatırlamıyorum çocuğu.Daha mesaj filan atmadım.ama arkadaşlık isteği gönderilmiş bendennn!Dikkatinizi çekerim ben göndermişim.Hani arkadaş kıro mıro birine de benzemiyor.Şapkalı,kendi çapında tarz marz yapmış biri gibi.

Anlayamadığım facebook alttan alta çöpçatanlık mı yapıyor,acaba tanışmış olabilir miyim,hadi bir defa böyle oldu facebook iki defa yapmaz değil mi böyle bir şey?

Var mı aranızda böyle bir durum yaşayan?Ben yalnız mıyım yoksa bu konuda da ?
Böylesine de tüküreyim ya.Ne la bu ?Tip tip şeyler beni buluyor.
Geçen arkadaş grubumda bir kız beni eklemiş.Bayağı da Şükran abla diyor bana.Ertesi gün olacak güzellik partisinden açacağım sözü.Duvara kimin yarın 14:00'de programı yok,dedim.Kız 'benim yok'dedi.Kızla konuşmaya başladık .gel filan işte.Kız ben lezbiyenim dedi.No problem dedim.biz insan ayırt etmiyoruz.Kız konuyu başka mecralara çekmeye başladı.ardından da beni bir gruba davet etti.Tahmin edin işte.Arkadaşlıktan çıkardım.Ertesi gün bir mesaj 'Lezim diye sildin değil mi beni abla 'dedi.İnsanların kişisel cinsel tercihlerine durumlarına saygılı olmayı kendime düstur edinirim.Bunu söz konusu edip ayırt etmem ama karşımda insan bu davranışından dolayı kendini aşağı ya da farklı görürse kendini bu şekilde ön plana çıkartırsa o zaman kusura bakma arkadaşım sen lez olduğun için değil yaklaşımın beni ürküttüğü için arkadaşlığımdan çıkarırım seni.

Böyle böyle durumlar işte.Ben yalnız değilim değil mi ,sırf ben yaşamıyorum bunları?

Valla diyebilirsiniz ,yaza yaza bunu mu yazdın diye ama memleketimin yurdum havalarından,sosyal medyadan bir izleti yazdım işte.

Ay şunu da yazmasam çatlarım.Şimdi tiyatro provasından geliyorum da.Hoca 16.yüzyıl Moliere 'in Hastalık Hastası oyunu için en sonunda Penguen müziğiyle beraber dans edeceğimizi söyledi.

Bana diyorlar ki :
-Neyin kafasını yaşıyorsun ?
Peki bizim bu munis hocamız neyin kafasında oluşturuyor?

Penguen dansıymış ,yapmadığım bri bu kalmıştı.Söylemesi ayıptır çok güzel şempanze taklidi bile yapıyorum,Jane Godall belgeselinden sonra.
Hadi Jane Godall iletişim kurmak için şempanze sesi çıkarıyor.Ben de kutuplara gidip ordan koca bulmak için mi penguen dansı yapacağım.Hey yarabbiiiim !


20 Şubat 2013 Çarşamba

Gen haritasında Fikirsiz insan çekimi

benim genlerimde bir tuhaflık var.araştırılmasını istiyorum.
Nerde fikirsiz,mantıksız,suskun,asosyal,iki kelime etme özürlüsü,nezaketten yoksun biri varsa beni buluyor.Her nedense benimle tanışan her kimse eline oğlan eli değmemiş bir bayan arıyor,üstüne de hiç bir kız arkadaşı olmamış .
Her nedense beni her gören beni seven de sağolsun yalnızlığıma bir çare bulmak istiyor.Çünkü ben ortalıkta çok 'koca istiyorum 'diyorum da.Şaka şaka .Hiç de buna benzer bir cümle çıkmaz ağzımdan.Bir şunu derdim ama 'Senin evleneceğin kişiyi çok merak ediyorum 'dediklerinde 'valla ben de merak ediyorum,ilk seni tanıştıracağım,söz' diyorum.Valla artık ne niyetle buyururlar bilmem.

Şimdiye dek üç kişiyle tanıştırıldım.Üçü de -valla benden kaynaklı değil,hatta benden görünmesin sebebi diye dua ettim-olmadı.Bir tanesi iyiydi hoştu ama kayınvalide adayı ileride çocuğumu ezer bu diye düşünmüş.Lisans diplomam olması ,okuyor olmam korkutmuş.Geçen defa bir tandıklarının gelini ,adamı pek harcamış da,efendime söyleyeyim...Korkmuş ...Tabi ben de zaten nerde adam görsem üzerine saldırırım..töbe estağfurullah...Ama bir güldüm bir güldüm..Ben de de öyle bir potansiyet gördüyse..Allah iyilerle karşılaştırsın ne diyeyim...

Biri de kafası bozuldu mu bir şey bozuldu mu bilgisayar kasasını filan format atmak filan yok 5.kattan aşağı atarmış.Valla bak ! Dedim bu ilerde beni de atar .3.Sayfa haberi oluruz alimallah.Magazin gazetesinde Kelebek ödülü şık kadın olmaya razıyım ben :))

Bir tanesi de doktor.Pratisyenmiş.İzmir'de.İlk telefon numaramı almış bu.Arayacak diye beklerken.Mesaj atmaz mı ..Ben......Numaranızı ......'dan aldım.Yarın İzmir'e geliyormuşsunuz,kaçta müsaitsiniz ?dedi.
Görüşemedik.Bunda onun suçu yoktu.Sonuçta benim müsait olduğum zamanlar ona uygun değildi.Trip atacak halim yok.Tık yok.İkimiz ayrı şehirdeyiz ,zor olur ,dedim.Cevap yok.

Diğer 2.şansı verip de ilişkime son verdiğim kişi ise hala mesaj atıyor.Beni nerde bulacağını da pekala biliyor.Sadece laf !

İşin iyi tarafı ben halâ yalnızım.Bana vakit ayırmıyorsun,diyen biri yok.Ben tiyatroya gidince benimle yine gelmedi bak,diye kafamı bozacağım biri yok.Karnım aç mı tok mu ,merak etmedi diye vıyvıylanacağım biri yok.Para mı veriyorum.Çok şükür paşalar gibi doyuruyorum kendimi.Devamlı eleştirilmiyorum,devamlı garipsenmiyorum,kendimi uzaylı gibi hissetmiyorum.sigara içme ısrarında biri yok hayatımda.Memnunum ben.

Sorunlu ilişki aramıyorum çünkü.Sorunsuz olursa eyvallah.Ama var mı öyle sorunsuz :)

11 Ocak 2013 Cuma

Ayyyyyyy!

Eh alacağın olsun senin bumerang.Bana ne garezin vardı bilmem ama sanırım gözünde şuh ve işveli bir endamım var.Tövbe tövbe lahevle vela...cık cık cık !
Hayır bundan önceki günlerde bir teklifi yayınlamamıştım da bir daha yayınlamazsan bumerang sana küser gelmez filan dediler...Ben de tam bugünlerde bumerangta yazı paylaşmıyorum,o yüzden bana teklif göndermiyorlar,amaan olursa ne alâ olmazsa pekala diye kabulleniyordum ki..Aman Allahım o da nesi ;bana teklif gelmiş.Yayınlamasam mı acaba diye düşünürken battı balık yan gider dedim,hem tiyatrocu geçineceksin,ne çekiniyorsun dedim...Ama gülmekten kendimi alamadım.Ya bu kadar mı olur ; vur dedin öldürdün be abi:))
Sayfam bir süre iptal.Taliplilerim gelirse bilemem artık .Hay Allah,bak çok utandım şimdi :)
Utanma ifadesi neydi ya,kıza bak hem utanıyor hem gülüyor demeyin sonra!
Bilmiyorum ne yapayım:(

Eşlerinizi bir süre bilgisayardan,sanal ortamdan uzak tutun.Dikkat tehlikeli madde !

Hay Allah,neyse kaçtım ben...

26 Aralık 2012 Çarşamba

Şanselize Bulvarı'ndan Taştı,Bu Tiyatronun Aşkı...



Şanselize Bulvarı blogumda bu yazıyı Yine Tiyatro İzlenimleri adı altında kaleme dökmüştüm. Sevgili Umay'a teşekkürler...

Beni bilen biliyor artık.Nerde ne yaşadıysam,ne hissediyorsam kızıyorsam düşüncelerimle izdüşüm yapıyorum bu blog sayfalarına.Ne kızdırıyor beni,nelere tahammül edemiyorum,neleri takıyorum kafama,nelere boş veremiyorum birer birer sayıp döküyorum huzurunuza.

Yine böyle bir anlardan birini okuyacaksınız.Kah yaşadıklarımdan yola çıkacağım kah arkadaşlarımdan gördüklerimle kah dışarda herhangi bir insanı izlemiş olmanın görselliğiyle...

Bir ben mi takıyorum bunları diyorum zaman zaman.Hep de böyle şeyleri bulurum ben .Huzurlu eve geldiğim pek yoktur.Mutlu geldiğim olmuştur ama huzur bambaşka bir şey azizim.Bir de mesela çok mutluyum o an,aklıma birden o gelir ,direkt keyfim kaçar.
Sonra bir müzik dinleme seansımda hayallerimin içine koyarım o durumu.Onu o durumdan ya kurtarmışımdır ya da onu kurtaracak bir yiğit bulmuşumdur.Nitekim bir bakarım bir gün o kişiye, tam benim aklımın geçtiği bir şey olur,hayatı kurtulur.
Ah keşke keşke...onlar için yapabileceğimiz şeyler olsa...Ama hiçbir şey yapmamaktansa küçük bir girişim onlar için fark ediyor....Hani belki bilirsiniz,deniz yıldızlarını kurtaran adamın hikayesini...Sormuşlar adama :
-be adam bunları tek tek denize atarsın,hangisini kurtarmaya gücün yetecek
-ama o attığım deniz yıldızı için çok şey farkedecek...
belki yaptıklarımız dünyayı kurtaramaz ama o deniz yıldızı için farkdecek !
İşte size tam bir sivil toplum kuruluşu misyonu !

*****

Bugün başka bir tiyatro oyunu için gittiğimiz provada, başka bir hocamız, bir arkadaşa kendisini beklemeye aldığını ifade etti.
Arkadaşı daha önce tanımıyordum ama hareketlerinde bir başkalık vardı sanki.Tamam,kabul ediyorum okuması da kötüydü.Ayrıca oyunun teksini takip etmesi de ayrıca bir aksaklık oluşturuyordu.
Ki,oyun teksi acemice çekilmişti.Diğer taraftan o kadar takip edilmesini zorlaştıracak bir şey yoktu ortada.
Ama arkadaşın- ilk kez çalışmaya katılmış olmasından kaynaklanacak- bir adapte olmama durumu vardı.

Neyse provadan çıktık.Önümde bir erkekli iki kız kız bir grup yürüyordu.Biraz daha önümüzde de beklenilmeye alınan arkadaş yürüyordu ve birden yumruğuyla elektrik kutusuna vurdu.Önümdeki grup yolunu değiştirdi.

Anladım ki ,arkadaş beklenilmeye alınmasına kızmıştı.Elini elektrik kutusuna vurmasına ben de çeşitli anlamlar yükleyebilirdim.Onu öyle görünce ben de Yargılayabilirdim.Etiketleyebilirdim.Korkabilirdim ondan.Psikopat,Saldırgan olduğuna kanaat verebilirdim.Zaten öyle bir özelliği olsa o gruba katılma girişiminde bulunur muydu hiç! Demek ki içinde iyi duygular,olumlu enerjiler var.

Onun açısından baktım ve düşündüm :

Orda bulunan hiç kimse senelerini tiyatroya vermiş insanlar değillerdi.Tiyatro ile profesyonelce ilgilenen tek kişi bendim.Ama ben bile kendinde hergün eksik gören,kendini yetiştirmeye çalışan biriyim ki  bana da çok ama çok iyi denilemez.İşte bu yüzden böyle değişik grupların arasına katılıyorum.
Ama insanların sanki hepsi tiyatroyu fethetmiş gibi bilgiçlik taslamalarını tehlikeli ve abartılı buluyorum.

o topluluğa hepimiz farklı şeyler bekleyerek geldik.Kimisi yetişkin oyunu oynamak için ,kimisi hayatında bir değişiklik olsun diye ,kimisi kendisine bir şey kazandırsın ,kimisi çevresi olsun diye geldi.Belki hepsi de bir neden katılmak için.

Madem o kişiyi topluluğa çağırdınız.Ona da bir görev verilmeli.Çünkü o kişi için  o büyük bir adımdır.Belki şimdiye dek hiç öyle bir çevreye girmedi.Belki o çevreye girmesi onun için ileride olacakların olumlu işaretçisi.Belki onun için büyük bir adımdı oraya katılmak.
Belki o çevreye girdikten sonra daha fazla okumaya başlayacak,ifade gücünü yükseltecek,özgüveni gelecek,farklı uğraşıları olacak.Onu geçtim hayatta yaşamanın bir amacı olacak.İnsanları sevecek.Grup çalışmalarını sevecek.Önce bireysel bir çaba sarfedip sonra hareketlerini toplulukta gösterecek.

İyi olanı herkes eğitir,herkes iyi sohbeti olan insanı yanında ister.Önemli olan bu arkadaşları eğitmek ,toplumun içine dahil etmek,önemli olan bu hayatta onun da görevleri ve sorumluluğunun olduğunu bilmesi . "Sen olmasan şu görev aksardı."
"Bak hepimiz bir saatiz.Saniye olmadan zaman geçiyor mu?Yelkovan olmadan akrep ilerliyor mu?Ya akrep olmasaydı...Ya rakamlar....Ya zaman denen kavram olmasaydı.....Hayatta herkesin bir görevi ve sorumluluğu var.Senin de var.!"
Suflör ol .Işıkçı ol.Ses ayarlarını sen düzelt.Misafirlerle sen ilgilen.Bak sen böyle karşılamasan o kişi böyle şevkle izlemezdi bizi.
-Kapıdaki çocuk ne sevimli ne efendiydi değil mi Kudret ?
-Evet hanım,keşke bizim çocuğumuz da bilgisayarın başından kafasını kaldırsa da bu çocuk gibi misafirleri ağırlasa burda !

Herkes tiyatrocu olamaz.Herkes çok iyi yapacak diye bir kaide yok.Tiyatronun amacı kendini keşfetmek,iç yolculuğa çıkarmaktır.Tiyatro kendini tanımaktır.

Tiyatro bir tek sahnede kullanılmaz.Şimdi önde gelen kurumsal iş yerleri bile iş yerlerinde eğitim için tiyatroyu daha doğrusu dramayı salık verirler ve eğitimlerine koyarlar.Bunun amacı güvendir.

Tiyatro hayat sevincidir.Tiyatro insan sevgisidir.Tiyatro güvendir.
Siz o insanı beklemeye alırsanız ,ruhunda derin yaralar açarsanız ileride insanlara güvenemeyecek ,ileride hayata hep öfkeyle bakacak,hep insanlara karşı bir hiddet duyacaktır.
Bekleme alma yerine ,bunu söylemek yerine "sahne önünde olmak kadar sahne arkasında olmak gizli bir kahramanlıktır.Bize sahne arkasında yardımcı olmana ihtiyacımız var."
Artık o da ekibin bir parçası !

Serbest zamanlarda yapılan bu çalışmalarda, oyun için bu kadar acımasız olmaya gerek yok.Bu kadar ezmeye gerek yok bence.

İçinizde öğretmen olanınız varsa bilmiyorum ama bir öğretmencilik anlayışıyla tiyatro yönetilmez bence!
Ha sıfırcı hoca olmuşsun ha böyle ;aynı mantık!
O insanları topluma mı kazandırmaya çalışıyoruz yoksa toplumdan soyutlamaya mı?
Ne yapalım bizden farklı diye beklemeye mi alalım hayatta.Bu ne, bileği burkulan bir baş balerin mi ! 

Şahika Tekand'dan bir cümle :
Tiyatro ,insanı insanla insana anlatma sanatıdır.

Biz ne yapıyoruz? 
Biz insanı insanla egolarımızla bastırma gurusunu yerleştiriyoruz bence.

Lütfen ama lütfen çevremizde böyle insanlar görüyorsak ,onlarla konuşmaya çalışalım.Onu tanımaya çalışalım.Bir şans verelim onlara .
Belki ilk soruşunuzda ters tepkiyle karşılaştınız.Olsun, belki o an için size kızacaktır.sonra pişman olacaktır.
Duyarlı olmamaktansa, duyarlı alıp o tavrı almak sizin için önemlidir bence.

Hadi amaaa o kadar Polyannacı değilim ,değil mi:-)) 









25 Aralık 2012 Salı

iki kum tanesi: Yılbaşı kartları

iki kum tanesi: Yılbaşı kartları: Öncelikle bu yazıyı hazırlarken okuduğum bir bilgiyi paylaşayım. Devam edip etmediğini öğrenmek size ait . Bir çok blog arkadaşımız hediye ç...




Blogda sörf yaparken Füsun T.'nin bu yazısını okudum.İçim heyecanlandı.Kendi blogumdan da bir yol yapayım da,belki Füsun T.'nin dünyasını keşfetmemiş olanlar ,onu da keşfetme mutluluğuna erişsinler benim gibi...

ah ne güzel bir duygu burda olmak...İçimi heyecanlandırıyor bu güzel paylaşımlar...

Verdi-La Traviata
Belki biliyorsunuzdur La Traviata ,Alexander Dumas'ın Kamelyalı Kadın hikayesinden uyanlanan müzikal bir oyun hatta operetti.Şimdi kulaklarımda bu müzik çınlarken bu küçük yazıyı sizlerle paylaşmanın mutluluğunu da yaşıyorum....

17 Aralık 2012 Pazartesi

Her Yaşın Ayrı Bir Güzelliği Var

Umay'ın yazısında  'Her yaşın ayrı bir güzelliği var' cümlesini okuyunca direkt aklıma bu şarkı geldi.Tam cuk oturdu bu şarkı derken neden bu şarkıyı ayrı bir yazıda paylaşmıyorum,dedim kendi kendime.

Başta Umay'a sonra tüm kadınlara hediye ediyorum bu şarkıyı...kıpır kıpır..
Dinleyelim bakalım :)

                                                                 İster Ajda Pekkan


                                                           İster Ayten Alpman olsun:


                                                                     Yeter ki gönüller bir olsun :))

13 Aralık 2012 Perşembe

İkinci Şans İlişkisi

Ayrıldığım erkek arkadaşımla bir araya geldik geçen gün.Hani arkadaş arkadaş takılıyorduk öyle.Biraraya gelelim demeye dilim varmıyor ,sadece hayatımda ol yeter,başka kimse kalmadı hayatımda,diyordu.Görüştük ikidir üçtür.Sonra bir baktım bu yine konuyu açıyor.Söz diyor ,bundan önceki hatalarımı tekrarlamayacağım.Bak sözlerime dikkat ediyorum seninle konuşurken,diyor.

Yalaaaaan ! Külliyen yalan ! İnanmayacaksın kızım bu tür şeylere ,bırak bu lafları !

Ama içimden de bir haksızlık mı ediyorum durumları .Belki şimdi daha iyi olabilir.Bak nasıl pişman.Bir şans daha Şükriye bir şans daha !

Söyledim ben de ona.Sana karşı duygularım nötr ,kızamıyorum bile ,dedim.Hakikaten de öyleydi.Yoksa bana mı öyle geldi :( Ettiğin sözler ,alttan alta bir elde bulundurmalar filan..Unutmuş gitmiştim ona karşı bu kızgınlık duygularını.Ama mantığım 'bi dur hele ' deyip duruyordu.Temkinliydi anlayacağınız.

Ya bir insanın huyu kolay kolay değişir mi ! Çevresinde hiçbir insan yok.Yine arkadaşlarımla tanıştıracağım zaman mırın kırın ediyor , beni özlediğini söylüyor ama o gün programımda şiir okuma etkinliği varsa ,gelmiyor ! Seni bri arkadaşımla tanıştıracağım,merak ediyor seni,diyorum.Yine mırın kırın ediyor.Yine dinlemiyor.yine umursamıyor.Bu nasıl mantık anlamadım.Başa sardık !

Tutmuş dün de ,boynum tutuklu olduğu ,sancımın zirve noktasındayken yemekleri yap hazırla tatlım ,ben geliyorum demez mi ! Ağrım bir taraftan,yorgunluk bir taraftan,bir destur evime daha yeni ayak basmışım bu neden bahsediyor !

Koyun can derdinde,kasap et derdinde.Benim yemeği göreceğim halim yok.Ki,yemek yapacak enerjim yok.3 köy gitmişim uzak uzak,yollar kötü,dolmuşumuz sallanıp durur,o sallandıkça boynumun ağrısı zıplar.Ben gün nasıl biter derken adamın benden beklentisine bak !

Kaldı ki, evde benden başka kimse yok.Müsait olmadığımı ,tek başınayken onu eve koymamın mümkün olmadığını efendice! söyledim.Gerçekten ama bakın ,uygun bir usturupta net ve açık şekilde ifade ettim.Sonra  ben o ağrıyla yarım yamalak uykuyu bir ara kandırıyorken evin kapısı çalmasın.!!
Ara sıra bu centilmen beyimiz evin köşesine bırakır da,maşallah evimiz de karakol merkezi gibi göbekte.Ben söylemesem ,evin kapısı şark kapısı gibi olduğundan meydanda.Zaten çoğu arkadaşım bilir benim evimi.
Kapı çalındı.Odamın penceresinden kafamı bir uzattım arkadaş, o ! Şaşkoloz gibi oldum.Bir yandan da cepten arar.bir de sormaz mı ,kaçıncı daire sizin ev ,diye !!

Bir de yetmezmiş gibi kapıyı açarsın,farkettirmeden girerim diye ! Kabalaşacağım şimdi !!!
ya ben mi çok mu muhafazarkarım ya .Ben ailemle yaşayan biriyim.Şimdiye dek tek bir laf ettirmemişim,şimdiki özgürlüğümü yılların vermiş olduğum güvenine dayalı olarak rahatça takılıyorum.Amaaa rahat derken de yani...hop dedik birader ,orda bri dur bakalım sen !

Ben mi çok muhafazakarım ya ! Bu ne rahatlık ! Bunlar beni enseye vur al tokadı gibi biri sanıyorlar he ! Tiyatrocuyuz,oyuncuyuz ama o kadar marjinal hayatımız yok şekerim bizim ! 

Özledim diyen o zat-ı muhtereme bugün Keyife gideceğim şiir gününe dedim.' Gelmek ister misin' 
özeldim mözledim fasa fiso .İki gün görüşmemişiz ,sen beni çok sevdiğini iddia ediyorsun,sık sık söylüyorsun bunu.Sonra babanla eve gideceğini söylüyorsun.Şiir okuma gününe gideceğimi duyunca çark ediyorsun.İşte sen benim beğenilerime bu kadar saygı duyuyorsun !

Velhasıl kelam bir insan ilk şansını harcıyorsa ikinci şansı haketmiyor demektir.Yani şu bir hafta içinde beni kudurtmayı başardı.
Demek ki ne oluyormuş ,
ikinci şans verilmiyormuş.Huylu huyundan vazgeçmiyormuşBir insan asosyalse hep öyle gidiyormuşEn yakın arkadaşının ,yemeli içmeli,yatmalı kalkmalı arkadaşının düğününe gitmiyorsa ,ona değer vermiyor demektir bu.Ona vermeyen bana mı verecek canım.

Demek ki ,ne olması gerekiyormuş :
-Bir insanın seni seviyorum sözcüğünden ziyade sevdiğini göstermesi gerekiyormuş.
-Ailesiyle ,arkadaşlarıyla ilişkisi kopuksa o kişiden uzak durmak gerekiyormuş
-bilgi dağarcığı facebook duvar yazılarından oluşuyorsa ,uzak dur ondan,oluyormuş !
-dört yıl matematik bölümü okusa da matematik konusunda kendine bir şey katamıyorsa işlenmemiş ham odun oluyormuş . 
-bir paket sigaraya para bulup da sevdiğini aç bırakan,(parasından değil de centilmen olmayışından )kız arkadaşından karnını doyurmasını bekleyen adamdan hayır gelmezmiş.
-arkadaşlarınla buluşma konusunda kemküm ediyorsa,seni özlediğini söyleyip,onun mutlu olduğu mekanda olmak istemiyorsa,yakın çevresiyle buluşmak ,arkadaşlarıyla tanıştırmak istemiyorsa 
ondan uzak olması gerekiyormuş.
Değiştim sözüne iseee....asla ve asla inanmamak gerekiyormuş....
Bir şans daha istenen ben gibi arkadaşlara burdan söylüyorum:
İleride evleneceğiniz ,beraber olacağınız insanın hangi huylarına tahammül edip hangisini edemeyeceğinizi,hangi huyunu değiştirip hangisini değiştiremeyeceğinizi,onu olduğu gibi değerlendirmeye almanız gerektiğini,evlenmek için evlenmek anlayışından ziyade artı yönlerini eksi yönlerini karşılaştırarak ,aile ilişkilerine bakarak,arkadaş ortamına bakarak,seçtiği cümlelere dikkat ederek,akıl ve duygu terazinize bakarak değerlendirmek gerekiyor.Çok şeyin uymasını bekleyemeyiz belki ama sizin için temelde önemli olan şeyleri tahlil etmek gerek.
 

Bir insana ikinci şansı vermek  insanı hem çok kızdırıyor..hem kendine karşı acımasız oluyorsun.Neden yaşadıklarını unutuyorsun,hiç mi içinde bir kin bir nefret olmaz diye...hem de kırılıyorsun..
demek ki sevmişsin diye bir şey yok...Hatası olabilir,telafi etmek istiyor diye yumuşuyorum.Bazen hayatımda en çok istediğim şeyin azıcık kin duygusu olmam !

Hangisi daha iyi bilemiyorum :(

Tanrım ne olur söyle bana,geçinilmesi zor bir insan olamam ben ! Neden karşıma böyle insanlar çıkıyor ! Bir kere de aklı başında düzgün,olgun,kendini yetiştiren,konuşmasını dinlemesini bilen,benden daha bilgili ve olgun insanlar çıksın !

Yarın bu iş biter.Dilimi de ısırayım.Ahannn da buraya yazıyorum !!!

Yoksa böyle yalnızlığıma şükürler olsun,ne rahatmışım ben :))





2 Aralık 2012 Pazar

Normalmişler...Anormalmişiz

Geçen gün arkadaşlarla görüştük.İşe yeni başlayan bir kızdan bahsetti.Nasıl ki ,diye sordum.Anormal dedi.Normal anlayışın ne ki , onu bilmediğim için ,yanıtını verdim.Arkadaşım duraksadı.
Öyle ya bana da normal gözüyle bakmıyorlar bu şehirde ,diye gırgıra vurdum.Onlar da 'sen gibi 'diye gırgıra vurdular.

Ben mi bu konuda çok ayrıntılıyım bilmem ama normal anlayışımızın herkese göre aynı olmadığını biliyoruz değil mi sonuçta !

Ben kendimi normal buluyorum bu şehre ve ülkeye göre ama tavırlarım bazen yanlış anlaşılıyor.Fazla Polyanna ,fazla iletişimci hatta arkadaş canlısı.Tavrımla karşılaşanlar ilk başta yadırgıyorlar.sonra bu kız burdan değil kesin,dışardan gelmiş diyorlar.

İşte bu ,ben normalim kendime göre.Ama senin normal normların nasıl şekilleniyorsa beni de gözünde anormalleştiriyorsun.
Ayrıca hepimizin farklı kültürü,çevresi,görgüsü,aile terbiyesi,okumuşluğu,eğitimi var.Kimisi kolay değişiyor,kimisi kabuğunu zor kırıyor,kimi daha bir kendi muhitinde yaşıyor kimisi de farklı çevrelerde dolanıp duruyor.Eee bu da değişim sürecini ve farklılığı ve zevkleri değiştiriyor.Bana göre normal olan sana olmayabiliyor,sana normal olan da bana anormal geliyor.

anormal dediklerimiz bir de uyumsuz olanlar mıdır mesela?
Belki o hanım hanımcık ,içi turşucuk kadınlardan daha olumlu,uyumlu,samimiyimdir.Bana demesinler mi geçen gün ,hiç evlenecek bir tip yok sende diye !
Tamam kafayı evleneyim evleneyim diye bozmuş bir insan değilim ammma bu da neyin nesi şimdi !
Dışardan hiç de öyle dini imanı güçlü birine benzemiyormuşum.Şaşırıyorlarmış öyle dediğimde.Hay ben sizin zihininizde kuluçkalanan o şekilci mantığınıza ....silifke'nin yoğurdu yani:-)))

Hayıflandığımı sanmayın.Şikayet ettiğimi de.Ama düşünmüyor değilim mesela,uzaktan hoşlandığımız o yakışıklı beyler de hakkımda acaba bu kız çok mu paragözdür çok mu uçuk kaçıktır diye düşünüyorlar.Pek havalı,uyumsuz.Ne alaka ya ! Renkli giyinmeyi seviyor,ruhum kısa saçın uçuk halini benimsiyorsa,sizin gibi sürüye takılmayıp tek başıma da hayatın keyfini yaşıyorsam,sizin gibi düzenli maaşım ,şuyum buyum yoksa ama sizden daha fazla özgür ve mutlu olmayı biliyorsam ve ben de bunu hayattan ve insanlardan öğrendiysem benim suçum ne ,değil mi ama ?

Başlayacağım senin Uşak'ına da,
İnadına gitmeyeceğim bu şehirden.Ahtımdır bu şehirde en çılgın işini kurmazsammm...Görürsünüz siz normali ,evlenmeyi:-))

Kötü komşu insanı mal sahibi yapardı değil mi;-)))



25 Kasım 2012 Pazar

Motorrrr 1...2...3

İçimden çok pis küfür etmek geliyor şimdi.
Lan tekrar başa mı sarıyorum,hop dur ,ne yapıyoruz deyip stop'a basasım var.Ah şu körolasıca kin tutamama   tarafım...
Eski sevgilim bana geri dönmeye çalışıyor.
Başta bir üzerime düşmeler filan...sonra nasıl olsa bu kız bizimdir diye alttan alta laf kaymalar filan...
meğer ben farkında olmadan ne kadar çok incitilmişim,hakarete uğramışım. Ben onu iyi dinliyormuşum,pek iyi insanmışım filan..insanlığım batsın..Senden sonra bir ilişkiyi yürütecek durumum kalmadı..Yok ya yok işte !  Şöyle çevremde adam akıllı biri yok ki. Benim hayatımda biri var,görüşmeyelim desem.Hayatımda biri olmadıkça onun  da koltukları kabarıyor.Hayatımda biri mi var desem acaba ? Belki var dedikçe şöyle doğru düzgün ,boyum boyuma posum posuma ,huyum huyuma ,zevki zevkime biri çıkar ,ne dersiniz ?
Alıklaştım yine ha.Bir kere görmezlikten gelmiştim.Tamam dedim artık umudu kesti benden.Bugün bir baktım mesaj atmış.İster döv ister söv ,seni çok özledim diye.
İnan artık kalbimde hiçbir şey hissetmiyorum ona karşı.Düşün öfke bile duymuyorum.Ama incitilmişliğim aklıma geldikçe ona karşı nötrleştim de aslında.Konuşasım da gelmiyor.O beni kırdı ama ben onu kırmak istemiyorum.Benim mizacıma ters.Biri beni kırdıysa ben de seni kırdım ,oh diyemiyorum.O da bunu biliyor ya ,dayanıyor ha bire.Üç defa mesaj atmış.Cevap vermedim.Vazgeçer ,dur bakalım !

O böyle yaptıkça,çevremden de ha bire yok mu birileri dedikçe sinir oluyorum.Sanki dünyaya tek evlenmek için geliyoruz.Nasip bu işler ,ciddi meseleler.Olmasa da olmuyor.Hem ben daha çok gencim.28 ne ki ,değil mi ama:-)))Önümde bir sürü yapmam gereken şey var.Belki eşim ilerde kıskanç olur ! Aman dağlara taşlara dilimi ısırayım,öyle olursa bekarım iyiyim yani.Gezmeme de gidiyorum,eğlenmeme de gidiyorum...Ama diğer tarafım sevgilim olsa da beraber gitsek hiç fena olmaz diyor...şeytansa dürtüyor beni 'aman olunca görüyoruz,ne arkadaşlarınla bir yere gelmek ister,ne sinemaya gidebilirsiniz.tiyatro mu ,o taraklarda bezi olmaz,kulübe mi gideceksiniz habire gözünün içine baka baka sarhoş olmanı ,senle alay etmeyi bekler ,laf arasında kibirlenir filan ,hep şikayet hep dırdır,insanlardan nefret ediyorum cümleleri,çarşıya çıkınca suratı asmaları '
Ayyy yok kalsın,sinirim geldi yine,ben böyle tek başıma pek mutluymuşum :-)))  

21 Kasım 2012 Çarşamba

Radikal Girişimler





Tiyatro emelim için başka bir koldan saldırmaya karar verdim.

Bilenler biliyor,benim işim okul okul gezip diyar diyar dolaşıp oraya sahneyi kurup çocuklara tiyatro heyecanını yaşatmak.Umarım onlar da aldığım keyfi alıyorlardır.Umarım onlar zaman zaman ekibimde ters düştüğüm noktaların eksikliğinden pay almıyorlardır.

Şimdi çocuk tiyatrosu yetişkin tiyatrosuna benzemez.Çocuk tiyatrosu,her cümleni tartmak,her hareketini değerlendirmek,onları oyuna dahil etmek ,onların da gelişimlerini,tabiatlarını gözlemek demek...Ve daha bir çok itina demek...
Dünyanın en keyifli işidir aynı zamanda. Çünkü hiç kimse sizi işinizi yaptığınız için alkış tutmaz,imza istemez.Öğretmen bile olsanız sizi kimse ders verdiğiniz için alkışlamaz,imza istemez,
-oo ne güzel ders anlattı kadın
Şak şak şak !
-Bak duvara ne güzel hücre çizdi !
Bravoooo deyip ıslık öttürmez !
 .Oysa tiyatrodaki insan ne yaparsa yapsın dünyanın en illet oyununu da oynasa çıkmıştır ya sahneye,o alkışlanır sahte bile olsa!Bir süre sonra insan alkışları bile değerlendirebiliyor inanın bana !




Konuya nerden mi geldim , dediğim gibi ben tiyatro ile daha doğrusu çocuk tiyatrosu ile haşırneşirim.Şimdiye dek hep çocuklarla ilgili çalışmalara katıldım.Sivil toplum kuruluşlarında ,okullarda bir çok eğitimim ve çalıştırmalarım oldu.Şimdiye dek kendim ittire kattıra,okuyarak,duyarak,araştırarak,izleyerek kendimi geliştirmek için çabaladım.Ama bu artık bana yeterli gelmiyor.Bulunduğum muhit de bu tür şeyler içinde çok kısır kalıyor.Yani övünmek gibi olacak biraz ama düşünün şehrimde nerdeyse kendini bu alanda yetkinleştirmeye çalışan insan benim.Onlara göre öndeyim ,ama kendi standartımda eksik bir şeyler var hala.İleride yapmak istediklerimle karşılaştırıp değerlendirince şu an ki konumum aşağılarda kalıyor kendi nazarımda.
hadi bir şekilde eğitmen bulayım,bir yer kiralayayım desem tiyatro söz konusu olunca  maddi birikimin  de olmuyor.Bu konuda annem ve kardeşim destekçi.Babam taraflı değil.Şimdiye kadar hep kendi yağımla tuzumla kavruldum.Onun taraflısı olmadığı bir görüş için yardım da istemiyorum,beklemiyorum.
Böyle olunca ben ufaktan ufaktan burdan uzamak istiyorum.Yani adam akıllı bir iş bulup hayat kurup bir yandan ileride yapmayı düşündüğüm hayallerim için bir kenara para koymak istiyorum.Şu yıllarımı boşuna geçirmek istemiyorum.
Bir yandan işime gideyim arta kalan zamanda hafta sonunda ya da akşamlarında bunlar için açılan kurslara,eğitimlere gideyim.Zamanımı dolu dolu geçirmek istiyorum.Eve döndüğümde 'çok şükür şunu da yaptm bugün 'demek istiyorum.Kendime,geleceğime ,hayatıma değer katmak istiyorum.Kendi isteklerim ,hayalim ,hedeflerim ,kendi istediğim hayatım için !

Şimdi cv lerimi gönderebileceğim yerlere gönderiyorum.araştırmaya devam ediyorum.Zorlu bir sürece ,radikal bir değişikliğe girmek istiyorum.Canım belki çok acıyacak ama sonunun buna değeceğine inanmak istiyorum.Tabi bununla beraber uyumlu bir ev arkadaşı ve evde lazım ama.Dur hele şimdi bir işimizi bağlayalım..Belki şimdilik bir akraba yanı olabilir...


bizim sezon da bitmek üzere zaten,
bu riski şimdi almazsam hiçbir zaman alamam..
şu an ki çizdiğim yolda kolay bir yol değil,
ağlarım zırlarım ama yapacağımı yaparım.Güçlü olduğuma da inanıyorum.
şu 2013 diyorum artık bana uğurlu gelse iyi olur...buna ihtiyacım var...

bu yazıyı artık iç dökme mi alırsınız öneri mi yaparsnız,iş ilanı mı söylersiniz hatta teklif mi edersiniz iş ,bir alternatif mi verirsiniz bilmem ,

benim bu yazıyı yazmaya ihtiyacım ,bir de kızlarla paylaşmak....

iyi şeyler duymak istiyor insan....  

16 Kasım 2012 Cuma

Dikkat Dikkat Bu yazı yorumlara açıktır:))

Selam millet,
iyisiniz afiyettesiniz inşallah umarım dilerim(herhalde galiba sanursam'ın kendimce çevrilişi:))

bana soracak olursanız... diye uzar gider bu deyiş, mektup gibi.

millet,
size bir şey danışmaya geldim bu kez.aslında danışmam gereken üç durum var.yorumlarınızı da bekliyorum efenim:)

anammm ne sorunlu kızım ben be:))
hep buraya sorunum için geliyormuşum gibi hissediyorum.öyle ya,en son diplomatik ilişki,flört,evlilik durumları konusunda fikirlerimi beyan etmiştim.neme gerekse artık:))
kel başa şimşir tarak demezler de ne derler buna !



kısa tutmaya çalışacağım.umarım başarılı olurum :

-bakınız şimdi benim bir arkadaşım var.sosyal olarak görüştüğüm bir arkadaş.kendisiyle uzun süreden beri tanışmaktayız.şiir dinletilerine,şiir okuma günlerine çoğu zaman o da gider.Orda karşılaşırız.Uşak da küçük bir yer ya ,sık sık caddede görürüm.Çok iyi niyetli,kendini çok iyi yetiştirmiş,okumayı seven,kültürel birikimi olan bir insan bu arkadaşım.dört senelik de lisans iktisat mezunu.ama nasıl desem görünümü biraz sakil ve pejmurde.duruşu kambur .kendine güvensiz duruyor.Konuşması da aynı keza.Ama farkındayım ki ,iyi yerlerlerde olması gereken,farkındalığı yüksek biri.Ama bu duruşu ,bu giyinişi ,konuşmasının ezikliği beş para etmeyen bazı insanların onu ezmesine yol açıyor.ve ben gerçekten bu arkadaşım için çok üzülüyorum.
insanların kılığına kıyafetine göre değerlendirip ,insana üstüyle başıyla değer verenlerden olduğumu düşünmüyorum.ama takdir edersiniz ki ,iş ararken,iş başvurularında ,sosyal yaşamda olsun bu tür şeyler önem kazanabiliyor.Onun hakettiği yerde olması için de onun özgüvenini sağlamasını istiyorum.yani çok iyi şeyler olmasa bile,yeterince iyilerden olması gibi.bazen düşündüklerimle çelişiyor gibi olabilirim ama gerçek de böyle.ayy ,kendimi bir an çok şeyy hissettiim..şey işte etiketçi,kibirli gibi..off neyse sadede geleyim...arkadaş kaç günlerden beri sakil ,üzerinde emanet gibi duran bir kazakla çıkıp geliyor şiir akşamlarına.geçen de hava çok soğuktu mesela.herkes kışlık pardesüsü giymeye başlamıştı.Şu iki üç gün gündüz güneşli ama akşamlar serin.Düşünün bu arkadaş üzerine kaban giymiyor.üstüne üstlük de konuşurken karşımda titriyor üşümekten.
acaba var da mı giymiyor,daha erken mi diye giymiyor ;yoksa yok da mı ondan mı giymiyor!Soramıyorum da.Çok nazik konular bunlar.ya incitirsem diye çekiniyorum.Belki üzerim onu diye.Kızar mı bilmem. ama bana bir şey demez belki ama, sonra kafasına da takar.yoksa ,ona hediye mediye anlamında bir şey yapmak istiyorum.Arkadaşı da pek yok.Arkadaş ortamına koyarım diyorum.Ama sonra beni yanlış anlar mı,bu kız bana yazıyor diye,ümit vermiş olur muyum!Kendisine acınmış gibi hisseder mi ? ne yapsam bilemedim.Ortak bir abimiz var.ben belki soramam yaşımız yakın ,karşı cins olduğu için ama o abiye söylesem beni yanlış anlar mı acaba?
Ama bu durumu da yakından birine açmak istemiyorum.bak bak alicenaplık gösteriyor ,gösteriş  yapar gibi sanki :(
diğer yandan kayıtsız kalmak istemiyorum.2005 yılı temmuzunda annesini kaybetmiş.biraz ondan galiba, hayattan bir umudu kalmamış gibi cümleler kuruyor.Sanırım o durumu aşamamış.Anne de ölünce kendini bırakmış.biraz konuştuk geçen gün ama ileri gitmek istemedim.Biraz kendi yaşadığımdan dem vurdum,benzer şeyleri yaşamış ve düşünmüşüz.Anlatırken biraz öyle dem vurdum. Ama ne kadar yararlı oldum tartışılır.ne yapsam ki?bir akıl verseniz diyordum:(
gerçekten çok iyi,çok efendi,kendini yetiştirmiş bir doygunluğu var....
durumu yeterince arzettim galiba.kendi blogumda da yazayım diyordum ama benim blog bugünlerde burdaki çevrem tarafından afişe olduğu için belki bakar ,okur diye tedirgin oldum.

****

diğer konum ise bayanların işi,

uşak' a yakın iller çapında kısa bir piyasa araştırması yapıyorumm.malum burası bizim küçük ya.bazen istediğimiz bir bot ,çizme,ayakkabının fiyatı tuzlu olabiliyor.Biliyorum ki hepimiz bayanız,en azından az çok ilgilenmişliğimiz var.belki görürsünüz filan.Kısa bot almak istiyorum.Yakın illerdeki spor hem de klasik tarzda olan renkli bir bot almak istiyorum.Aşağı yukarı fiyatına kaç diyorlardı ,sorduğunuzda?
Mesela İzmir,mesela başka bir il,aklıma gelmiyor şimdi ?
biliyorum biraz eksantirik tuhaf bir konu oldu ama neden sorulmasın ki,herşeyin bir ilki vardır diye sorayım dedim.burdan almak için acele etmeyeyim ,giderim öyle alayım diye düşündüm.  mesela kısa bot için kaç diyorlar,çizme için kaç diyorlar?Hangi alışveriş merkezini,hangi semti,hangi mağazayı tercih edersiniz ,hem kalite hem uygun olması için ?aynı fiyatsa aşağı yukarı birbirine tekabül ederse hiç de çıkmayacağım yola:)))


Bu bot benim istediğimi ,stilimi,zevkimi yansıtıyor.Bu açık renk de güzel ama  benim  almayı düşündüğüm renk  kırmızı  hatta bordo ve yeşil tonları işte.Yandan fermuar olursa daha kullanışlı olur gibi geliyor.

Bu da annem için düşündüğüm bot.Tabi ona çizme de olabilir.iki renkli olabilir.çünkü çantası acı kahve ve taba renginde.Acı kahve siyah gibi görünüyor.Herşeyle uyum sağlıyor malumunuz:-)


*****







üçüncü konum ise,

bildiğiniz,yakın çevrenizden duyduğunuz,Uşak'ın yakınlarında iyi bir doktor ,cerrah bilgisine ihtiyacım var.Çene eklemi rahatsızlıkları,çene cerrahisi için.Konak Diş hastanesini öneriyor musunuz?öneriyorsanız hangi doktor uygun olur.Çevrenizde bir bilen varsa bana bu konuda bilgi verip yardımcı olursanız sevineceğim.

Ee Şükriye bu ! Nerde ne söyleyeceği belli olmayangiller familyasından.düşündüm taşındım filörtü şunu bunu konuşuyoruz,yazıyoruz,bunu niye sormayayım dedim...



Aaahhh ah, bu arada yarın tüyap kitap fuarı açılıyor...ben yine buralardayım...giderseniz benden selam..benim yerime de gezin olur mu ?

Sizi seviyorum

öpüldünüz şekerler :-))

4 Kasım 2012 Pazar

Pazar Hediyem



8.10 Vapuru
                                
                                     Cemal Süreya

Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun

Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar

Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç gün görünmedin
Okul şarkıları var

Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İkide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.

Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar

Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var.

BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK sakinlerine başta olmak üzere tüm Cemal Süreya ve şiir severlere hediyem  olsun:)))

Sevgiyle kalın.....

23 Ekim 2012 Salı

Bakın Çocuklar Evlilik Hakkında Neler Söylüyor





"Buna biz karar veremeyiz, Tanrı bunları önceden ayarlamıştır. Biz de kime
takılacaksak, bir gün yolda yürürken karşımıza çıkar." Zeynep, 10 yaşında.

- EVLENMEK IÇIN EN UYGUN YAŞ KAÇ OLMALI?
"Yaşla ilgisi yok, evlenmek için aptal olmak yeter." Ali, 6 yaşında (bizden akıllı).
- ANNENLE BABANIN ORTAK YÖNÜ NEDIR?
"Ikisi de, başka çocuk istemez." Selin, 8 yaşında.
- BIR KIZLA BIR ERKEK ÇIKTIKLARI ZAMAN NELER YAPARLAR?
"Biriyle çıkmak çok eğlenceli. Aslında yeterince sabırla dinleyebilirseniz, erkekler
bazen güzel konuşuyorlar." Gamze, 8 yaşında. (gerçekten 8 mi dersiniz?)
"Ilk randevuda birbirlerine yalan söylerler. Ama bu yalanlar ikinci kez buluşmak
isteyecek kadar ilginç olmalı." Metin, 10 yaşında (sizce ?)
- ILK RANDEVUDAN MEMNUN KALMAZSAN NE YAPARSIN?
"Eve gidip ölü taklidi yaparım. Ertesi gün bütün gazeteleri arayıp ben öldüm ismimi
cenaze ilanlarınıza yazar mısınız derim." Hüseyin, 9 yaşında.
- BIRINI ÖPMEK HANGI ŞARTLARDA DOĞRUDUR?
"Çok parası varsa." Petek, 7 yaşında (acaba bunun soyadı Dinçöz mü?)
"Kanunlar en az 18 yaşında olmalısınız diyor ama kanunları
boşver." Cüneyt, 7 yaşında (delikanlı çocuk)
"Ben öpmem. Kadınlar öpünce hemen evlenip çocuk yapmak istiyorlar, ben
uğraşamam." Levent, 8 yaşında (daha delikanlı)
- EVLILIK DIYE BIRŞEY OLMASAYDI NELER OLURDU?
"Hesabını vermemiz gereken bir sürü bebek olurdu." Murat, 8 yaşında (çok zekice)
- BIR EVLILIĞI, SONSUZA KADAR SÜRDÜRMEK IÇIN NE GEREKIR?
"Eşinin poposu kamyon gibi olsa da, ona çok güzelsin demek gerekir."
Hasan, 10 yaşında (herhalde en doğru yorum buydu!)
alıntıdır..

Bu çocuklar akıllı.artık yediklerinden mi içtiklerinden mi bilinmez.Teknolojinin büyük payı olduğu su götürmez bir gerçek ama..Acaba biz de küçükken böyle sorular sorar mıydık..Büyüklerimiz der miydi acaba "şimdiki çocuklar zehir şekerim zehir,hiçbir şey konuşulmaya ,söylenmeye gelmiyor "

Her bir nesil,bir nesilden  daha bri üstün geliyor,

bu yüzden çocukların sorabileceği olası sorulara şimdiden cevap çalışın.Her an ihtiyacımız olabilir ,değil mi !
Evli olalım ya da olmayalım,çocuğumuz olsun ama olmasın her durumda kolumuzun altında bulunsa ne olur :))

21 Ekim 2012 Pazar

Diplomatik Flörtte Gelinen Son Nokta : !





Geçti Bor'un pazarı,sür eşeğini Niğde'ye diye buna denir işte.
Diplomatik flörtler konusunda geldiğimiz son nokta işte budur arkadaşlar !
Sen zamanında kafanı çalıştırma sonra da gelmiş bitmiş şeyin flört ayaklarını yap. Oh olsun sana işte Şükriye ;bu da sana ders olsun !
İlişki uzmanım(!) ile giriştiğimiz diplomatik görüşmeler sona erdi,sayın seyirciler :))
devamlı takıldığı mekana gittik.
Bu kez yoktu tabi.çok ısrarlı olmayan, üzerine yapışıp kalmayan bir duruşum olsun istiyordum.
"senin hep buraya takıldığını düşünüyordum.Bu kez yoksun.Arkadaşlarla oturuyoruz.Müsaitsen sen de gelsene bize"mesajı attım. Dakikalar geçti.Bizimkinden ses yok. 
Eve geldim.Bizimkinden mesaj  " kuzu spor salondayım.teşekkür ederim davetin için" 
mersilerden bir demet.Lütfettin.Bir kaç kere daha mesajlaştık.Olan bu !
anladım ki gider yapıyor bu .bir zamanlar benim takındığım tutum ona soğuk gelmiş olmalı.Amaaan ,ne yapayım ya,dedik sana olursa ne alâ!
Bir daha karşılaşırsak ben de normal arkadaş gibi davranacağım.Sanki gerçekten arkadaş havasında oluyor gibi.
erkekler bir süre önce peşinden koştukları kadın kendilerine dönünce bir havaya giriyorlar.Gerçi bu herhalde kadınlarda da oluyor.Değişir tabi kişisine göre.Her insan bir değil.Ama erkekler bu havaya girme meselesinde biraz baskın mı oluyorlar ne ! Hele de kendilerinde biraz tip,yakışıklılık varsa elimizi sallasak ellisi diye düşünüyorlar !!
Aman sanki biz bit çuvalıyız...
Diplomatik flörtlerde geldiğimiz son nokta şu : önümüzdeki maçlara bakacağız.Artık ilişkiler konusunda biraz daha bilgi sahibiyim.Nasıl seneler boyu devamlı kitap okuyarak,sosyal aktivitelere girer,şiir öykü günlerine katılıyor genel kültür birikimi yapıp enginlere yol açıyorsan,ilişkiler konusunda da diplomatik ,kıvırtmalı,bir şeyi söyleyip her manaya çekebileceğin yaklaşımları öğrenmek istiyorsan erkekleri/kadınları öğreniyormuşsun.Eeee hele ki bazıları buna daha fazla mesai harcıyor...Sanıyorum mesai ücretlerini fazlasıyla alıyorlardır değil mi ?
Peki diplomatik flörtler olur da,diplomatik evlilikler olmaz mı!Bunu da gördük!
Ama o bundan sonraki yazımda....Beni bekleyin anacığım...Bir ukala gördüğü evlilik izlenimlerini fiştekleyecek:-)) 

  
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

... BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK ... Template by Ipietoon Cute Blog Design and Waterpark Gambang