31 Ekim 2012 Çarşamba

HER HALDE

 
O beni "herhalde" sevmiş;
Oysa ben onu "HER HALDE" sevmiştim.
Cemal SÜREYYA

30 Ekim 2012 Salı

SULAR SELLER

Sandy Amerika'yı felç etmiş durumda...
Gerçekten zor, biz daha şiddetli lodosla baş edemezken adamlar yılda bilmem kaç kere kasırga yaşıyorlar.Orada şu anda canıyla uğraşan herkese Allah'tan yardım diliyorum amma;

Bizim Balkanlar tarafından gelen şiddetli yağmur ve lodos sonrasında Çanakkale'de başımıza gelenlerden daha azını yaşıyor Amerkalılar...Tıpkı her gün sallanan Japonların on yılda bir sallanan Türkiye ile kıyaslanması gibi...

Bakınız burası Çanakkale...manzaranın sebebi sadece şiddetli yağış....




Felaketin adı ne olursa olsun felakettir.Allah herkesin yanında yardımcısı olsun...
Belediyelerimizin artık daha bilinçli olması gerekmez mi? Ve tabi ki biz oy verenlerin de. Önüne geleni seçmek yerine bir şehir planlamacısı başkan seçsek...Adayları buna göre talep etsek....
Küresel ısınma önümüze yepyeni bir iklim düzeni sunuyor. Ve bizler buna hiç mi hiç hazırlıklı değiliz....Okumak, öğrenmek ve uygulamak zamanıdır...

28 Ekim 2012 Pazar

Bi gidip gelseydim nolurdu?


CINQUE TERRE - İTALYA
Allahım duy sesimi gönder beni buraya noluurrr!!
Artık yazılı olarak ta beyan ettiğime göre belki sesimi duyanlar daha çok olur diye düşünüyorum. :) Yazın tatile gitme hayalleriyle yanıp kavrulan ben araştırma yaparken biraz yüksekten uçarken keşfetmiştim burayı. Gerçekten harika değil mi? Sonuç ne oldu derseniz yoğunluktan tatile bile gidemedik! :( Ama buraya kesinlikle gitmeyi çok istiyorum. Cinque Terre aslında İtalya'da içerisinde 5 köyü barındıran bir bölge. Bu resimde o köylerden biri hangisi bilmiyorum da şimdi o zaman baya bir araştırma yapmıştım ama aklımda kalmamış. Zaten geziye gittiğinizde bütün köyleri geziyormuşsunuz. Kesinlikle gezilip görülesi yerler listemde 1 numaraya ekliyorum burayı. Ahh ahhhhh ...


27 Ekim 2012 Cumartesi

ONUN KADAR ÖZGÜR OLMAK



                                                  Kurgu Roman
  

  Mavi gökyüzü kucak açmış onlara..Doyasıya kanat çırpmak ve umursamazca uçmak kaygıları..Yaşama sanatı, anlaşılmaz ve dolu dizgin hayatlarımızdan  kayıp giderken “Neden?” “Nasıl?” sorguları içinde kayboluruz bazen..Olup bitenin farkına bile varamayız..Hep birşeylere “Kulp” bulmak , hep en iyi “Ben” olmak çırpınışları sarar zaman zaman..Halbuki zaman, akrep ile yelkovanın bir çember içinde döndüğü kadar  masum bir oyun değildir..Onun çarklarının dişleri arasında sıkışıp kalmamak, doğaya , insanlara farklı bakmak ve güzel yönlerini görebilmek de bizim elimizde..Saçlar genelde değirmende ağarmaz ..Evet..
  Zamanın bize sunduğu nimetleri, tecrübe ile kabullenip ruhlarımızı özgür bırakmalı  ve ferahlatıcı bir çiçek kokusu gibi sarmalı dört bir yanımızı.. İnsanları olduğu gibi kabullenmek, belki de hataları ile sevmek, hep iyi taraflarını görmeye çalışmak bunun yolu..
  Bir de “Büyüklük bende kalsın” ironisi   varya..Egomuzu da harekete geçiren “Büyüklük” kavramı, cümlenin manası içinde yok olup gider ara sıra..Hepimiz eşit, belki de hepimiz küçüğüz..
Aslında önemli olan “Onun Kadar Özgür” olabilmek belki de..
Barış ve huzurla
İyi Bayramlar dilerim..

25 Ekim 2012 Perşembe

mutlu bayramlar(:


bu bayram
hassas çocuklar kurban kesimini izlemesin,
dini görevler çocukları dinden soğutmasın.

kesmeden önce
hayvanlara öküz gibi davranan adamlar
hastalansın, gidemesin kurban kesmeye.
ya da ahirette o kurbanın kırılan bacağı..
neyse ya ben bişey demiyorum,
acıtmayın hayvanların canını.
 
her kurban bayramında olduğu gibi
yine yağmur yağsın..
insanlar ilk kavurmanın ne zaman pişeceğini değil
daha fazla kimle paylaşabileceklerini düşünsün.
 
özetle,
bu bayram hayvanlar için de
insanlar için de
gerçekten bayram olsun.
insanlar kesilirken kafasını öte yana çeviren
ama kurban söz konusu olunca
inananları vicdansız ilan eden
samimiyetsizler de
azalarak yok olsun.

benliğimizi kurban edebilmeyi öğrenelim.
 
hepimiz için mutlu,
huzurlu, bereketli,
en sevdiklerimizle paylaştığımız
bi bayram olsun(:
 
 

23 Ekim 2012 Salı

Bakın Çocuklar Evlilik Hakkında Neler Söylüyor





"Buna biz karar veremeyiz, Tanrı bunları önceden ayarlamıştır. Biz de kime
takılacaksak, bir gün yolda yürürken karşımıza çıkar." Zeynep, 10 yaşında.

- EVLENMEK IÇIN EN UYGUN YAŞ KAÇ OLMALI?
"Yaşla ilgisi yok, evlenmek için aptal olmak yeter." Ali, 6 yaşında (bizden akıllı).
- ANNENLE BABANIN ORTAK YÖNÜ NEDIR?
"Ikisi de, başka çocuk istemez." Selin, 8 yaşında.
- BIR KIZLA BIR ERKEK ÇIKTIKLARI ZAMAN NELER YAPARLAR?
"Biriyle çıkmak çok eğlenceli. Aslında yeterince sabırla dinleyebilirseniz, erkekler
bazen güzel konuşuyorlar." Gamze, 8 yaşında. (gerçekten 8 mi dersiniz?)
"Ilk randevuda birbirlerine yalan söylerler. Ama bu yalanlar ikinci kez buluşmak
isteyecek kadar ilginç olmalı." Metin, 10 yaşında (sizce ?)
- ILK RANDEVUDAN MEMNUN KALMAZSAN NE YAPARSIN?
"Eve gidip ölü taklidi yaparım. Ertesi gün bütün gazeteleri arayıp ben öldüm ismimi
cenaze ilanlarınıza yazar mısınız derim." Hüseyin, 9 yaşında.
- BIRINI ÖPMEK HANGI ŞARTLARDA DOĞRUDUR?
"Çok parası varsa." Petek, 7 yaşında (acaba bunun soyadı Dinçöz mü?)
"Kanunlar en az 18 yaşında olmalısınız diyor ama kanunları
boşver." Cüneyt, 7 yaşında (delikanlı çocuk)
"Ben öpmem. Kadınlar öpünce hemen evlenip çocuk yapmak istiyorlar, ben
uğraşamam." Levent, 8 yaşında (daha delikanlı)
- EVLILIK DIYE BIRŞEY OLMASAYDI NELER OLURDU?
"Hesabını vermemiz gereken bir sürü bebek olurdu." Murat, 8 yaşında (çok zekice)
- BIR EVLILIĞI, SONSUZA KADAR SÜRDÜRMEK IÇIN NE GEREKIR?
"Eşinin poposu kamyon gibi olsa da, ona çok güzelsin demek gerekir."
Hasan, 10 yaşında (herhalde en doğru yorum buydu!)
alıntıdır..

Bu çocuklar akıllı.artık yediklerinden mi içtiklerinden mi bilinmez.Teknolojinin büyük payı olduğu su götürmez bir gerçek ama..Acaba biz de küçükken böyle sorular sorar mıydık..Büyüklerimiz der miydi acaba "şimdiki çocuklar zehir şekerim zehir,hiçbir şey konuşulmaya ,söylenmeye gelmiyor "

Her bir nesil,bir nesilden  daha bri üstün geliyor,

bu yüzden çocukların sorabileceği olası sorulara şimdiden cevap çalışın.Her an ihtiyacımız olabilir ,değil mi !
Evli olalım ya da olmayalım,çocuğumuz olsun ama olmasın her durumda kolumuzun altında bulunsa ne olur :))

22 Ekim 2012 Pazartesi

Evliliklerde Diplomatik Yaklaşımlar

Kadercilikle alakası var mıdır bilmem ,
karşınıza çıkan bazı şeylerin size işaret olduğunu düşünüyor musunuz? Ne bileyim ,geçmişte kalan sonuçlanmamış bir şey,hatta ahlanıp vahlandığınız bir gerçek sanki hikayenin sonunu istermiş gibi karşınıza çıkartır.uzun bir süre göremezsiniz onu.sonra birden görürsünüz.Sonra onu 2,3,4 takip eder...Artık yollarınızın ayrı olduğunu düşünseniz bile...
Hani geçen diplomatik flört girişimleri yaptığımız malum şahıs var ya ,mesajlaştığımızdan bu yana ilk kez karşılaştık onunla caddede.Yanımda malum şahıs ilişki uzman(!)arkadaşım vardı.O da bana hafta sonu
 -yememiş içmemiş haberler getirmiş onunla ilgili- istihbaratlı çalışıyor gibi anlaşılıyoruz.Ama gerçekten tesadüf ! Zaten ondan dedim ya size ,işaretlere inanıyor musunuz,kaderci misiniz derken :)
Doğal olmaya ,arkadaş gibi sohbet etmeye çalıştım.evraklar için koşturuyorum derken bile 'hayırdır ne evrakı' demedim.Ben bunu tüm sevdiğim arkadaşlara sorarım ,öyle bir şey olduğunda.amaaa bu zatıalilere sormadım.Sonra acaba pek mi soğuk oldum yine derken arkadaşım konuşmamın normal olduğunu söyledi.
İşte buna sevinilir :-))

Sonra gün içinde düşündüm de ,diplomatik flört girişimleriyle başlayan bu numaralar ve kıvırmalar evlenince de bitmiyor.
Çoğu erkek kararınca akıllı,bilgili,kültürlü kadın seviyor.Yanlarında hoş fizikli,giyimli bayanlarla hava atıp üzerine buınlarla tamamlayınca bununla kendini ıspatlayacağını düşünüyor.
"sen ne anlarsın "cümleleri komplekslerinden bence."Kadınlar ne anlar bundan" Devamlı bir ders vermece.Devamlı bir kendini kanıtlama derdi.Kendinden daha akıllı ,mantıklı ,tarafsız olduğunu görüp bunu egosuna yediremeyen  başta kızan,aşağılayan ,yargılayan insanın "na var ki herkes hata yapar "anlayışı.
Eşlerinin ara sıra onlara laf anlatmaktan usandığı için  anlayıp da anlamazlığa gelişini,aptal ayağına yapıp kendi bildiklerini okuyuşunu çevremdeki çoğu ailede gördüm.Sanırım evlilik burda dengeleniyor.

Her konuda hemen hemen bilgin olabilir ama çaktırmayacaksın.Kılıfına örüp stratejiler geliştirecekmişsin mesela.
Banyonun ışığını söndürmeyi unuttuysan onun bağırıp çağırması adettendir.ama o yapıp da sen uyarırsan Mersin'in tokadı ,yersin tokatı ! "iyi bea gibi bir ayı böğürmesi duyarsanız bu gruptan sakın ha ,hayvanat bahçesini arayayım demeyin ,hakaret olur "
Bir de bazı gurup var ki ,bunlar türün son örneği ,
başta birbirilerini olduğy haliyle görüp beğenen çiftler sonra eşlerinden değişmesini bekliyor.Kız ,evledniğinde kendine göre gayet normal bir kıyafetle gezer.Sırasına göre bakımlı ve özenlidir.Evlendikten sonra bu tipler,eşlerine pantolon giymeyi yasaklarlar.Çok giyinip püslenmeyi yasaklarlar.Neymiş çok dikkat çekiyormuş,herkes ona bakıyormuş.
Afedersin arkadaşım da ,bunu diyen insanın başta kendine ,kendi seçimlerine saygısı yok.Madem öyle,önce sen bakıyorsun elalemin karısına kızına.Bilmem kırıtışına ,orasına burasına.Tövbe tövbe ! Evliliği mecburluk diye görürler.Sonra "nerden evlendik"derler.Sonra da evliliği azaba dönüştürmek için elinden geleni yaparlar.
Kadın da bazen bunu koz oalrak iyi kullanabilir.Hele de kadın zekası çok fazla işlekse ;)

Bana bakmayın,ben bu konularda pratik zekalı değilim.Kırk yılda bir  hazırcevap olacağım tutar.Veya çok fena sevdim arasında dövdüm yaparım.Mesaj isterse alınmasın:)Ama öyle kıvırmalar,konu değiştirmeler kazandığım yetiler arasında değil.İşte bu yüzden bu tarafımı güçlendirmek istiyorum .ama insanın ruhunda yoksa zooor ! Ben ancak gördüklerimi söylerim.Böyle konuşur,yazar dururum işte !

kimi evlidir,bekar gibi yaşar.Eve geç gider,hanımıyla ilgilenmez.Bekar,ergen erkek çocukları gibi davranır.Sonra vakit ayıramaıyorum mantığına yatarak,evde dırdır eden karısına yüzlü görünmek için eşinin memleketine annesigilin yanına gönderir.Kadın da bu fırsattan istifade serbestleşir.Dırdırlanmayı formalite yapar.

Kimisi der ki ,kadını çok okutmayacaksın.Parası da olmayacak.Parası olan kadının çok çenesi çıkıyor .çok bilmiş olmayacak.Dikbaşlı olmayacak.

Daha ne isterdiniz efenim ?

siz kendinizce akıllı olduğunuzu sanın.Bir insan hele de kadın kafasına koymayagörsün bakın neler yapıyor !

Tabi her kadın bir olmaz,her erkek de aynı olacak diye bir kaide yok.Her evde aynı şeyler yaşanacak diye bir durum yok.Her  evin kendince açmazları var..
Aslında görüyorum ki,bir süreden sonra yani 30'lu yılları deviren evliliklerde bir süre sonra eşler tencere kapak oluyor.Bir süre sonra birbirlerinin huyunu alıyorlar.
Yaş kaç olursa olsun ,bazı şeyler hiç değişmiyor.erkeklik gururları,büyüklükleri ve beklentileri...

Yoksa ilişkilerimiz hep diplomatijk girişimler ve stratejiler mi gerektiyor ! Bilmem ki :(

Erkeklerin tipik davranışları ,ilişki yaklaşımları olur da kadınların olmaz mı !
Bir dahasında gözlemlediğim kadın hallerini de yazacağım.Sanki erkekler kara tavuk da biz sütten .çıkmış ak kaşık mıyız !

Boşuna dememişler Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten diye...



ÇARŞI ŞİDDETE KARŞI

Buranın hakimiyetinin kadınlarda olduğunun farkındayım ama futbol seven bir kadın olarak, üstüne üstlük bir Beşiktaş'lı olarak bu hafta sonu oynanan derbide açılan pankarttan bahsetmeden geçemiyeceğim.


Aile içi şiddet konusunda özelliklede kadına ve çocuğa yönelen eller konusunda oldukça hassas olan ben tuttuğum takımla (her maçı bizler için hüsran olsada) bir kez daha gurur duydum.
Ve belgesellere konu olan en güzel taraftar gruplarından biri olan Çarşı grubunuda verdiği destekten ötürü kutluyorum.

Ancak bu pankartları açanların potansiyel şiddet gösterenler yani erkekler olması daha da anlamlı.Umarım sadece sahaya çıktık, pankartı açtık, iki de slogan attık bitti gitti modunda olmazlar.Yaptıklarının söylediklerinin ardında dururlar da gerçekten bu taşın altına ellerini koymuş olurlar.

NOT:Fotoğraflar timeturk.com web adresinden alınmıştır.

21 Ekim 2012 Pazar

Sosyal Sorumluluk Projesi!



Çok sevdiğim bloglardan birtanesi olan İzlenimlerinderinligi bir sosyal yardımlaşma kampanyası başlatmış,malum önümüz bayram..Dargınlar barısacak,kurbanlar kesılecek vesaire vesaire,güzel seyler olacak..Bayramların amacıda güzel şeylerin olmasıdır..En önemli şey ise yardımlaşmaktır,keske muhtaç insanların hepsıne tek tek ulasabilsek gönül bunu ister..

Ağrı'daki bir ilkokuldaki çocuklarımıza bizim destek olmamız gerekiyor,ilkokul kitapları,defterler,kırtasiye malzemeleri..


Vee İzlenimlerinderinliği blogu diyorki;

'30 Kasım tarihine kadar destek olmak istediğiniz kitap ve kırtasiye gereçlerini (atkı da olabilir)Sözkonusu toplayacağımız yardımları Ağrı'nın Patnos ilçesindeki bir köy okuluna göndereceğimizi tekrardan bilginize sunarım.'

'Gönderilerinizi ulaştırabileceğiniz adres bilgilerini öğrenmek için ebrualtin@gmail.com veya sedaayangil@gmail.com adreslerinden irtibata geçip, bilgi alabilirsiniz.' Detaylı yazısına da buradan ulasabilirsiniz..Hepinizi bu güzel sosyal yardımlaşmaya bekleriz arkadaslar,herkese sevgiler...

Biricit derki;önümüz kış bu arada ve bazılarımızında okuyup büyük adam olması lazım..kendinizden hatırlayın sizde küçücük bi cocuk olmuştunuz..
resim alıntıdır

Diplomatik Flörtte Gelinen Son Nokta : !





Geçti Bor'un pazarı,sür eşeğini Niğde'ye diye buna denir işte.
Diplomatik flörtler konusunda geldiğimiz son nokta işte budur arkadaşlar !
Sen zamanında kafanı çalıştırma sonra da gelmiş bitmiş şeyin flört ayaklarını yap. Oh olsun sana işte Şükriye ;bu da sana ders olsun !
İlişki uzmanım(!) ile giriştiğimiz diplomatik görüşmeler sona erdi,sayın seyirciler :))
devamlı takıldığı mekana gittik.
Bu kez yoktu tabi.çok ısrarlı olmayan, üzerine yapışıp kalmayan bir duruşum olsun istiyordum.
"senin hep buraya takıldığını düşünüyordum.Bu kez yoksun.Arkadaşlarla oturuyoruz.Müsaitsen sen de gelsene bize"mesajı attım. Dakikalar geçti.Bizimkinden ses yok. 
Eve geldim.Bizimkinden mesaj  " kuzu spor salondayım.teşekkür ederim davetin için" 
mersilerden bir demet.Lütfettin.Bir kaç kere daha mesajlaştık.Olan bu !
anladım ki gider yapıyor bu .bir zamanlar benim takındığım tutum ona soğuk gelmiş olmalı.Amaaan ,ne yapayım ya,dedik sana olursa ne alâ!
Bir daha karşılaşırsak ben de normal arkadaş gibi davranacağım.Sanki gerçekten arkadaş havasında oluyor gibi.
erkekler bir süre önce peşinden koştukları kadın kendilerine dönünce bir havaya giriyorlar.Gerçi bu herhalde kadınlarda da oluyor.Değişir tabi kişisine göre.Her insan bir değil.Ama erkekler bu havaya girme meselesinde biraz baskın mı oluyorlar ne ! Hele de kendilerinde biraz tip,yakışıklılık varsa elimizi sallasak ellisi diye düşünüyorlar !!
Aman sanki biz bit çuvalıyız...
Diplomatik flörtlerde geldiğimiz son nokta şu : önümüzdeki maçlara bakacağız.Artık ilişkiler konusunda biraz daha bilgi sahibiyim.Nasıl seneler boyu devamlı kitap okuyarak,sosyal aktivitelere girer,şiir öykü günlerine katılıyor genel kültür birikimi yapıp enginlere yol açıyorsan,ilişkiler konusunda da diplomatik ,kıvırtmalı,bir şeyi söyleyip her manaya çekebileceğin yaklaşımları öğrenmek istiyorsan erkekleri/kadınları öğreniyormuşsun.Eeee hele ki bazıları buna daha fazla mesai harcıyor...Sanıyorum mesai ücretlerini fazlasıyla alıyorlardır değil mi ?
Peki diplomatik flörtler olur da,diplomatik evlilikler olmaz mı!Bunu da gördük!
Ama o bundan sonraki yazımda....Beni bekleyin anacığım...Bir ukala gördüğü evlilik izlenimlerini fiştekleyecek:-)) 

  

19 Ekim 2012 Cuma

SEVİLDİĞİNİ BİL :)



  Sevgiyi görmek için dokunmaya gerek yok aslında..Hissederiz karşımızdaki kişinin duygularını..Sezeriz..Kendi halindedir..Kötülük asla aklına bile gelmez..Herkes kadar iyidir..Ama herkesten farklı işte..Sanki uzun yıllardır tanışıyormuş gibi hissederiz onu tanımaya başladıkça..Duruşu, lafın gelişi, merhameti gizemli kılar..Sanki  her gün gördüğümüz birisi vardır karşımızda ya da İlkokulda kalemini ödünç alıp vermeyi unuttuğumuz bir arkadaşımız..Çillerimizle dalga geçmiştir de sonra kıkır kıkır gülmüşüzdür..Eskiyi ararız..Abla gibi, kardeş gibi yada daha da öte..Biliriz ki seviliriz..
  İnsan sevildiğini öyle iyi hisseder ki..Hiç şaşmaz bu durum..Sevmek ve sevilmek köprü gibidir..Nur ile donanmış kızıl bir şerit gibi..Güzel yürekleri biribirine bağlar..Duymak isteriz güzel kelimeleri ya..
Sende sevildiğini bil..

PEMBE HAREKET

Merhabalar bu benim bu platformda ki ilk yazım:))
Sizlerle bir arada olmaktan mutluluk ve gurur duyuyorum.
İlk yazımın ne olması gerektiğini biraz düşündüm ve bir sağlık personeli olarak haftaya uygun teması olan bir paylaşım yapmak istedim.Konumuz MEME KANSERİ

İlimiz Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü'nün birlikte organize ettikleri "Pembe Hareket " organizasyonu kapsamında MEME KANSERİ'ne dikkat çekmek için Yalova sahilinde küçük amfide cümbür cemaat spor yaptık.Halimiz, neşemiz görülmeye değerdi,Sizlere önce bu eğlenceli organizasyondan bir kaç kare fotoğraf ve Meme Kanseri hakkında bilgi vermek istiyorum.





Meme kanseri bir çok ülkede, kadınların en korkulu sağlık sorunu olma özelliğini taşımaktadır. Günümüzde ABD’ de, sekiz kadından birisi meme kanserine yakalanmaktadır. Bu oran Avrupa ülkelerinde on kadında birdir. Dünyada her 11 dakikada 1 kadın, meme kanseri nedeni ile hayatını kaybetmektedir. Türkiye’ de her yıl 30 bin kadın meme kanserine yakalanmaktadır.

Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olan kanserin bu denli hızlı artış göstermesi ülkemizde kanserle etkin mücadele edilmesini gerekli kılmaktadır.

Türkiye de en sık rastlanan ilk 10 kanserden yedisi, tüm kanserlerin nerdeyse 2/3’nü oluşturmaktadır ve bunların tamamına yakını çok ucuz, etkin ve kolay uygulanabilen halk sağlığı yaklaşımları ile önlenebilecek niteliktedir.

Ülkemizde halkımızın %80 i kanseri en önemli sağlık sorunu olarak nitelendirirken ancak %2 si kanserin erken belirtilerini, önlenebilme yollarını ve tarama metotlarını bilmektedir.

v Meme kanseri için memede kitle

v Rahim ağzı kanseri için menopoz sonrası ve /veya cinsel ilişki sonrası kanama

v Kalın bağırsak kanseri için dışkıda kan

v Cilt kanseri için deride ülser veya şekil ve renk değiştiren cilt lekeleri

v Gırtlak kanseri için iki haftayı geçen ses kısıklığı


Kadınlarda En Sık Görülen Kanser Meme Kanseridir.
Meme kanseri, süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin, kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine denir. Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanseri daha sık görülmektedir. Bu özelliklere risk faktörlerildiyoruz.
Meme kanserine yakalanma riskini artıran faktörleri kısaca şu şekilde sayabiliriz;
Yaş: İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların % 70’i, 50 yaş üzerindedir.Kişisel meme kanseri hikayesi: Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre daha fazladır Fertil çağ süresi: Adet görmeye erken başlanması, menepoza geç girilmesi, fertil cağı uzatmaktadır. Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile uzun süre östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır. Alkol,sigara kullanılması, Şişmanlık ve yağlı beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın,özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlenmiştir.Egzersiz Yapılmalı Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiştir. Bu nedenle, tüm kadınlara önerilmektedir.

18 Ekim 2012 Perşembe

Diplomatik Flörtler



Artık hani hayatında  biri  olsun  istersin.
Bazen geçmişten birileri düşer aklına.Hayat bu ya ,karşılaştırır insanı bir anda.Sen günler öncesinden onunla bir anıyı anlatırsın.Sonra bir gün bir bakarsın en olmadık zamanında,en pejmurde halinle,hiç seni görmesini istemediğin durumlarda görürsün.
-Onun gözünde şöyle klas duruşum vardı,böyle vardı.Şimdi yerle bir  oldu, diye  olduğun yerde dövünürsün.
Geçmişten kareler düşer sana.Senin bir zamanlar geri çevirdiğin teklifleri düşünürsün.Teklif derken :
Hani bir akşam karşılaşmışsınızdır.Kahve içmişsinizdir.Çıkışta seni eve bırakmayı teklif etmiştir.Sen buna en alık halinle  ‘yok,evim yakın zaten’ diye geri çevirmişsindir. ya seni eve bıraksın arabayla ,iki adımlık da olsa ,ne var bunda.Hem orası ara sokak ! Ayrıca eve bıraksın seni , sen evin önünde inmeyiver git biraz uzağında in,burası benim evim,de ! Yok ! Doğrucu Davut doğmuşum anamın karnından . İki kez daha ısrar etmiştir .ama sen hala bu flört durumlarının kıvırmalarını,diplomatik yaklaşımlarını bilmediğin için karşı tarafın sana attığı pası golle sonuçlandıramamışsındır.Haliyle sonradan ofsayt olduğunu düşünür ; içinden ah’lar vah’lar edinmişsindir. Ne fayda o saatten sonra !
Hani ilk buluşmanın ,sevgililik boyutunun diplomatik bir zekaya sahip olmakla ilişkisi olduğunu yeni yeni çözüyorum.Olsun ,sonuçta adım adımdır.Bir adım attım,sonunda yürür inşallah!
Hani filmlerde olur ya.Bayan kahraman veya bay kahraman ilişkilerinde başarısızdır.Hani olur ama ya yürümüyordur ya bir süre sonra sıkılıyor kendine göre olmadığını anlıyordur ,sonunda anlaşamıyroum deyip uzun bir süre etrafına bakınmıyordur ya karşı tarafın beklentisi farklıdır ot b.k derken başarısızdır.Bazen gelişebilecek ilişkiyi bile hoşlantı olsa bile elinin tersiyle itip fırsatı değerlendiremeyen mahlukatlar var . Şekil 1A ,ben J
İtiraf ediyorum ,o filmlerdeki bayan kahraman benim.Benim de çevremde artık bir ilişki uzmanım varJBenim de canım var,ben de insanım gibi oldu ama evet benim de bir canım var ben de bir bayanım…..o billur sesimi dinleyemediğiniz için çatlayın emi J
Şimdi benim bir huyum var sevgili kızlar,
Beğendiğim çocuk ona yazdığımı düşünmesin,egosu kabarmasın ,bu kız bana her daim yanık demesin diye ,bir yandan da bakışlarımla onu rahatsız etmemek için pek bakmıyorum.Dik dik bakmak nerde kalmış…hoş öylesini de pek onaylamıyorum ama neyse….Anlayacağın üzerinde kalmış olmayayım ,ağırdan satayım diye ben ilgimi belli edemiyorum…konuşurken de bri açık vereceğim diye ödüm patlıyor…mesela çocuğun telefon numarasını  biliyorum.devamlı takıldığı yeri de biliyorum.Önceden tek başına gittiğim de bir yer.Ama şimdi tek başına gidip oturamıyorum onu bekliyormuşum gibi hissettirirm diye endişeleniyorum.
Geçen karşılaştık .Teee uzaktan beni fark etmiş karanlıkta ‘merhaba ‘dedi.
Konuştuk işte.Devamlı takıldığı cafe&restorantın önüydü.Muhabbeti de geçti.Ama sen o günden beri bir atılım yapma ! Ama yarın arkadaşlarla akşam yemeğine oraya takılacağız.Eğer ordaysa hali tavrı bana ilgisi varsa belli olur zaten,eğer orda yoksa mesaj atacağım ama şakalı esprili arkadaşça bir mesaj gelirse hala bir umut var demektir ;amaaaa
Gelirse yüzüme bakmazsa soğuk davranırsa başka masaya giderse ‘kes kızım sen bundan ümidi;anladım senin nasibin dışarıda ‘ diyeceğim.
Ama yok mesajında işim var,şu,bu diye bahane uydurursa ayak yaparsa ‘yok kızım,bundan bir şey olmaz ‘ anlayacağım.
Ama gelip de bir de üstüne ilgisini olduğunu hissedersem ,pozitif ışık görürsem ‘tanıyalım bakalım ‘durumuna geleceğiz.eğer anlaşırsak ‘kızım anladım senin Uşak’ta nasibin’diyeceğim.Kendin gibi antin kuntin birilerini buluyorsun ,diyeceğim….
Ne zormuş bu işler ya…
Ya aslında çok da çapkın biri gibi izlenim veriyor ama davranışları öyle değildi bana karşı geçen sene.Oldukça samimiydi.Annesinin yaptığı kekleri pohaçaları öğle yemeği için beraber yiyelim diye getirmişti….Burası başka hikaye…Eğer olumlu olursa anlatırım nasıl tanıştığımı,sıkılmazsanız;)
Hayatımda sıcaklığını hissettiğim birini istiyorum artık ,bu yüzden olsa gerek işte ,bugünlerde duygularım karışık…
Ama aklımda duracağına şey diyorum aklımda duracağına tanıyıp da görmek en iyisi bence.Hani bir özelliği uygun olmazsa ,anlaşamazsak filan mesala en azından birbirimize göre değiliz filan derim.
Önyargılı olmak istemiyorum.Çünkü beni uzaktan görüp dış görünüşümden yargılayan insanlar benim kibirli,soğuk ,havalı  biri olduğum anlayışına kapılıyorlar.Tanıdıkça  ne kadar yanıldıklarını anlıyorlar.belki o da benim gibi…..Olamaz mı ?
Ne zamandan beri Bizim Kızlar toplandık bloguna yazı gönderip desteklemek istiyordum.Bundan iyisini mi yazacağım dedim,yazdım.Tipik ben yine uzattım tabi Jama bu mevzu uzardı  zaten!

Yarın bakalım neler olacak,inanın ben de çok merak ediyorum,içimden bir ses olumsuz diyor.belki de savunma güdüsü yapıyor,kimbilir …..

13 Ekim 2012 Cumartesi

Kadınların Sorunu Sizce Ne?


Merhabalar Bütün Kızlar Toplandık Blogunun değerli okuyanları:) bi ses vermek istedim hazır ufak bi boş anımı yakalamısken,keyifler nasıl umarım iyisinizdir,piyanist şantör edasıyla yazıyorum su an ama hep sevdiğim blog arkadaslarımı bir arada görmek mutlu etti beni ondan böyle:)

Size bişey sormak istiyorum,kadınların sizce en büyük sorunu ne?Bekar olmak mı,evli olmak mı,boşanmak mı,eşinden dayak yemek mi?İşsiz kalmak mı,patronundan şiddet görmek mi?Aldatılmak mı?Hem ev kadınlığı,hem iş kadınlığı hemde annelik yapmak mı?Erkeklerden daha aşağıda görülmek mi?Söz sahibi olamamak mı?Kadın dostlarından yana şanssız olmak mı?Sizce hangisi daha büyük bir sorun kadınlar için,ya da hepsi ayrı bir sorun belkide..

resim alıntıdır.

7 Ekim 2012 Pazar

MEME KANSERİ


1-31 Ekim Meme kanseri bilinçlendirme ayı bayanlar. Duymayanlar da belki facebookta size de şu elma,armut, muzlu mesajlardan gelmiştir. Bu konuya olan ilginin artması amacıyla avonun da yapmış olduğu bir uygulama var bayanlar bu sitede : http://www.avonmemekanseri.com/ Ben profil resmimi değiştirdim bile siz de değiştirin en azından insanlar fark edip, her ay doktora gidilmese bile kendileri muayene etmeleri gerektiğini hatırlarlar. Ben açıkçası unutuyorum bu konuyu sürekli ama 20 yaş üzerindeki her kadının adet döneminin başlangıcında itibaren elle muayene yapmaları gerekiyormuş bayanlar. Bildiğiniz üzere kanser hayatın önemli ve en kötü gerçeklerinden biri. Bu yüzden sık sık aklımıza geldikçe kendi muayenemizi yapalım, hatta eşlerimize de yaptıralım. Ne olur ne olmaz.. Ve bu konuyu da tanıdığımız her bayana sık sık hatırlatalım. Kanserle savaşta en önemli adım erken teşhis, olacağı varsa da öncesinden haberli olalım.. Meme kanseri sadece bayanlarda da olmuyor bildiğiniz gibi erkeklerde de çıkabiliyor maalesef. Kanser tipleri arasında meme kanserine sahip olan hasta sayısı en yüksek bizim ülkemizdeymiş maalesef bir yerde okumuştum. Bu yüzden bilinçli olalım kızlar ve sık sık birbirimize muayeneleri hatırlatalım.
Herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu  pazarlar dilerim..
Duygu Uygun


5 Ekim 2012 Cuma

Tavuk Salatası

Merhabalar ilk tarifimizide yayınlayalım:)


Bol sebzeli lezzetli bir salata tarifi tavuk salatası

MALZEMELER
1 adet haşlanmış didilmiş tavuk butu
1 adet haşlanmış didilmiş tavuk göğüs
1 adet rende havuç
yarım demet ince doğranmış roka
1 küçük pk. mısır konservesi
2 adet közlenmiş jülyen doğranmış kırmızı etli biber
4-5 adet kornişon turşu
2 çay kaş. limon suyu
2 çay kaş. kekik
2 çay kaş. pul biber
1 çay kaş. karabiber
1,5 kahve fincanı zeytinyağ
arzuya göre tuz
YAPILIŞI
Haşlanmış ve didilmiş tavukları diğer malzemelerle karıştırıp harmanlayın.
Afiyet olsun.
*Tavukları haşlarken salatada koku yapmaması için içine kuru soğan atın.

4 Ekim 2012 Perşembe

Dudak tiryakisi çocuk

  Buraya fotoşoplu mudur gerçek midir bilemediğim ama her gördüğümde tüylerimi diken diken eden o ağzında sigaralı çocuk fotoğrafını koymayacağım merak etmeyin.
Çünkü dudak tiryakisi çocuk aslında benim oğlum.Hem de mecaz anlamda değil gerçek anlamda.

Yıllar önce kızı kulaklarıyla oynadığı için ne kadar rahatsız olduğunu anlatmıştı bir arkadaşım.Ben de başa gelmeyen birçok şeyin anlaşılamadığı gibi onu sadece dinlemekle yetinmiştim.Sonra oğlum doğup emzirmeyi sonlandırdığımızda benzer bir durum bizde de yaşanmaya başladı.Bizimkisi her uyku zamanı (uyku öncesi-sırası-sonrası) , korktuğunda ,endişelendiğinde ,öfkelendiğinde ya da canı acıdığında ya kendi dudaklarıyla ya da o sırada yanında,civarında kim varsa onun dudaklarıyla oynuyor.Bu yandaki,civardaki kişi de mütemadiyen ben olduğumdan o oynanan dudaklar bana ait.Tam da arkadaşımın anlattığı gibi oldukça sinir bozucu,rahatsız edici bir durum.
Psikiyatra bu durumdan bahsettiğimde emzirme sonrasında bazı çocuklarda böyle bir durum olabildiğini,anne memesinin yerine başka bir organı koyarak kendini rahatlatmaya çalıştığını söyledi.Hatta bu organa geçiş nesnesi deniyormuş.Her ne kadar bu geçiş nesnesini değiştirmemizin mümkün olduğunu söylese de biz bunu başaramadık.Örneğin dudaklarımızla oynamaya çalıştığında elini tutmak ya da uyurken saçını okşamak gibi.Bizimki dudak vermedik mi yeri göğü inletiyor.Tam tiryaki canım!

Hal böyle olunca ben de bu durumun olumlu yönlerini düşünerek avunmaya çalışıyorum.
Mesela "çekiştirilen şey büyür" yasası gereğince (bknz: Newebru'nun çekim yasaları) dudaklarımın genişlemesini bekliyorum.Yaptığım hassas deneyler ve matematiksel denklemler sonucunda bir Demet Şener, bir Ebru Şallı olmama ramak kaldı.



Ya da kalıcı makyaj yaptırmak için çok geçerli bir sebebim var artık.Yoksa büyük bir hassasiyetle sürüp sokağa çıktığım rujun oğlumun rahatlama ihtiyacı hissettiği bir anda joker misali yüzüme yayılmasına göz mü yumayım?Değil mi ama?



Neyse ki çay içerken eskiden bıraktığım dudak payını artık yavaş yavaş arap dudağı boyutuna arttırdım.Pek yakında cafelerde "çayımda angelina jolie dudağı payı bırakın lütfen" diyen birini duyarsanız bilin ki o benim!

3 Ekim 2012 Çarşamba

Murathan Mungan'dan


 Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak; 
Öyle zordur ki, kurşunu havada, sevgiyi de yürekte tutmak!  Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını  alır.  Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu.  Durup, durup ardına bakan kadınlar vardır.  Geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.  Herşeyi didikleyip duran, mazisinin gölgesinden, anılarının yükünden bir  türlü kurtulamayan, gözleri ufuk yorgunu kadınlar.  Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan  eğer, hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış  oluyorsun.  Zaman ilerledikçe birçok sey, daha zor olmaya başlar.  Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.  Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor,geçip  gittiğiyle kalıyor. Zaman, aşk......  herşey!  Ayrılıkları ayrıntılar acıtır.  Kadınları mahveden erkekler değil, ayrıntılardır.  Erkekler, erkekliklerinin tadını alabildiğine çıkartırken, kadınlar bu  konuda da umutsuzdurlar.  Çünkü kadınlık bekler.
Ummak ve beklemek kadınlığa verilmiş iki cezadır. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

... BÜTÜN KIZLAR TOPLANDIK ... Template by Ipietoon Cute Blog Design and Waterpark Gambang