Sevilmek ve hayranlık duyulmak, egomuzu besleyen ve
kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan kritik bir kavram..Başkalarının yaşattığı
muhteşem imparatorluk, kendi içimizde oluşmamış ise bu ilgi azalmaya başladığı
zaman oldukça mutsuz ve rahatsız hissederiz kendimizi.. Tamamıyle dış
koşulların yansıması bizi iyi hissettirir çünkü..
Gizem ve gizlilik ise bu hayranlığı
tetikleyen yegane olgulardan biridir..”Sen çok iyi ve muhteşem birisin” kavramı
anlam itibariyle egomuzu okşar ama “İnsan” olarak gerçekten iyi olduğumuz
anlamına gelmez..Egosu yüksek insanlara şöyle bir bakın..Attıkları her adımın
çoğunluğu “Adet” kaygısı taşır..”Ben” merkezci olmaları empati yapmalarını
engeller.. Sevilmek ve hayranlık duyulmak onlar için yeme, içme kadar
önemlidir..Onlar kendileri- “Ben leri” içinde aslında oldukça
rahatsızdırlar..Ama dışarıdan muhteşem görünürler..Merak uyandırırlar..Bu durum
aslında hepimizin içinde var olan doğal şeyler..Doğal olmayan, “yaşama biçimi” haline getirmektir..Büyük
risktir.Keşke Egolarımızı kısırlaştırsak.. O zaman hayat devam eder miydi ? Yükselme
çabaları, hırslar,savaşlar,büyük olma “Ben” olma zihniyeti hep ego ile ilgili..
Bir düşünün, içinizde sizi rahatsız eden,
öfkelendiren, canınızı sıkan durumlar bütünü, eğer bir “Egoya” bağlı ise hemen
uzaklaşın..Kendini gizleyen ego türleride var içimizde..”İyi olmaya çalışmak”
Mütevazi olmaya çalışmak” ve bunu dile getirmekte tipik bir gizli egodur..
Mutluluk ve iyi hissetme imparatorluğumuzu kendi içimizde
kurmalıyız..Başkalarına bağlı durumlar sona erdiği zaman hayat çekilmez olur..Kendini
kandırmamakta oldukça önemli..
Hiçbirimiz mükemmel değiliz..
Egolarımız
çoğunlukta sadece..